Pazartesi, Mayıs 05, 2008

Yaz mevsimi başlıyor!


Sabah evden çıkarken bahçenin mis gibi kokusu burnuma geliyor.
Evden dışarıyı seyrederken bir bakıyoruz Neva' yla kurumuş sandığımız tüm agaçlar yemyeşil. Çoğu çiçek açtı bile.
Kuş cıvıltıları sabah yürüyüşlerime eşlik ediyor. Sessizse ortalık bir de onların cıvıltılarını hemen fark edebiliyor insan.
Yoksa günün telaşı başladığında bu sesler trafik, gürültü ve tüm o karmaşa da yok oluyor. Aslında hep oradalar aslında ama biz duyamıyoruz.
Haftasonu tam da mayıs ayına yakışır harika bir yağmur vardı.
Pencereyi açıp yağmuru seyre dalıyoruz.
Hava serinlemiş olsa da mis gibi kokuyor.
Bu yağmurlar yakında yerini kavurucu sıcaklara bırakacak.
Hem bugün yaz mevsiminin başlangıcı, '' Hıdırellez ''.
Bu demek ki toprak suya doydu, ısıya doydu.
Cemreler bir bir düştü.
Belki haberimiz oldu belki olmadı.
Cemrelerin düştüğü günler hava daha bir ısındı, sabah uyandığımız da sebepsiz bir mutluluk sardı içimizi.
Gökyüzü o günlerde daha bir maviydi.
Bulutlar pamuk gibi bir oradan bir oraya savruldu.
O günler keyfimiz tam da istediğimiz gibiydi.
Yoksa siz fark etmediniz mi!
Takvime o yılın cemreleri bir bir işaretlenmeli, o gün bizim içimize de bir cemre düşmeli, tüm kederleri bir kenara bırakmalıyız.
Ben çok severim kışın ardından uyanan doğayı, mis gibi toprak kokusunu hele ki yağmur sonrası.
Bugün Hıdırellez. Daha önce yazmışım nasıl olsa Hıdır ve İlyas peygamberin buluşmasını.
Dilekler, istekler hiç bitmez.
Her yıl yenileri eklenir listeye.
Bu yıl ki dileğim çok gizli değil aslında.
Bizi tanıyan herkesin yakından bildiği bir dilek.
Ama ne olursa olsun,
yeni başlangıçları hep severim.
Siz siz olun yarını yeni bir başlangıç olarak kabül edin.
Sabah kendiniz için yeni bir şey yapın.
Yarına özel yeni bir şeyler giyin.
Yeni bir fincanda kahve için.
Masanıza papatya koyun.
Ama mutlaka yeni bir ilk olsun sizin için.

Hiç yorum yok: