Çarşamba, Haziran 14, 2006

Kumdan heykeller


Pazar günü de olsa Neva erken uyanınca bizde uyanıyoruz. Sabah biraz oynayıp tekrar uyutuyorum. Hiç olmazsa bu arada kahvaltı hazırlamak için bir vakit oluyor. Bu pazar da Neva ' yı uyutmuş televizyonda kanalları dolaşırken bir programa rastladım. Hikayesi olan kişilerin hikayesini anlatıp o kişiyi ve yaptıklarını anlatıyorlar. Programcı bu sefer genellikle sms mesajları dışında gelen hikayelerden farklı olarak kendi ilgilerini çeken bir kişiyi tanıtacaklarını söyledi.
Uluslararası kum heykel sergisi ülkemizde ilk kez gerçekleştiriliyormuş. Antalya ' da Lara plajında gerçekleştirilecek olan sergi 14 haziran yani bugün açılacak ve 30 eylüle kadar ziyaret edilebilecekmiş.
Zaman zaman sizinde de mail kutunuza kim tarafından yapıldığını bilmediğiniz devasa bi o kadar da muhteşem kum heykeller yada buzdan heykellerle ilgili resimler gelmiştir. Hepsini de '' nasıl olsa yok olup gidecek kısa süre için bunca emek neden'' diye düşünerek bakmışımdır.
Program tam da bu konuyla ilgili, muhteşem kum heykelleri yapan sanatçıyla ilgiliydi. Adı Alper Alagöz. O da çoğunluk gibi memur bir ailenin çocuğu. Ailesi aman oğlum ne yaparsan yap yeter ki bir diploma al der. O da onların ısrarıyla Odtü ' ye girer. Fakat istediğinin bu olmadığını fark edince ailesinin karşısına geçer ve yurtdışına gitmek istediğini söyler. Önce karşı çıksalarda oğullarının ısrarı karşısında fazla birşey yapamazlar. Elinde gitarıyla her gittiği yerde çalıp söylemeye başlar. Tek kazancı ise önündeki şapkasına konan paralar. Sürekli dolaşır tam bir gezgin hayatı sürer. Evlenir eşiyle beraber hep güneye, sıcak iklimlere gider ki oralarda animasyonlara katılsın, çocukların yüzlerini boyasın, gitar çalsın. Bir gün kendi için sahilde kumdan bir heykel yapar. Ölmüş bir at üzerinde bir insan. O gün sahile o heykeli görmeye akın akın insanlar gelir. Böyle heykeller yapıldığını duyar ve bu konuda daha farklı ve yaratıcı şeyler yapmaya başlar. Öyleki tek kazancı 2-3 gün dayanabilen kumdan heykeller olur. Pekçok uluslararası etkinliğe katılır adını duyurur. Ama her seferinde göçmen kuşlar gibi sürekli güneye, sıcağa gider, sahillerde kumdan heykeller yapar.
Bugün ülkemizde ilk kez gerçekleştirilicek olan kumdan heykeller Alper Alagöz organizasyonunda gerçekleşmekte. 500 bin Euroluk bir yatırım yapılmış. 400 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyormuş.
'' Nasrettin Hoca '', '' Nuh 'un gemisi'', '' Peri bacaları '', ''Şahmaran'' gibi ana teması '' Anadolu efsaneleri '' olan 100 ün üzerinde heykel sergilenecek. 22 yabancı heykeltraş, 28 Türk stajer heykeltraş çalışıyor. Ancak tüm bu çabalar geçen gün yağan yağmurla tahrip olmuş. Şimdilerde yoğun bir şekilde heykelleri onarmakla uğraşıyorlarmış.
8000 m2 lik sergi alanına 6 bin ton kum 150 kamyonla taşınmış. Heykeller sadece kum ve su kullanılarak yapılıyor.
Meğer kumdan heykeller yapmak çok eskilere dayanıyormuş. Eski Mısırlılar piramitleri yapmadan önce kumdan heykellerini yapar, Hint mitolojisinde de kum heykellere tapınma törenleri olurmuş.
Sadece su ve kum ile tekniğin birleşmesi sonucu oluşan muhteşem heykelleri yapmak için bence en önemli şey sabır olsa gerek.
Müthiş bir emek ve sabır kısa sürede yok olacağı bilinsede yine de yapılıyor işte. Bu alanda bir Türkün adının geçmesi ise gurur verici.
Pazar günü izlediğim programda hem bu ilgi çekici konuyla ilgili bigiler edindim hem de Alper Alagöz ' ün azmine, kararlılığına hayran kaldım. Hele de yeni yapmak istediklerinden bahsedince ne kadar cesur olduğunu düşündüm.
Demek ki insan bir şeyi isterse ama gerçekten ister ve o konuda çalışırsa mutlaka başarıya ulaşıyor !!
Demek ki neymiş hayallerimizn peşinden korkmadan gitmeliymişiz. Çünkü yaşam bize bir kere sunulmuş:)

Not: Fotograflar Hürriyet foto galeriden alınmıştır.

Hiç yorum yok: