Pazartesi, Nisan 24, 2006

1YAŞ !!!!


Sonunda beklenen gün geldi ve minik kızımın ilk doğumgününü de kutladık. Zaman ne çabuk geçiyor gerçekten de... Dönüp bakınca hep güzel geçen zamanlar aklıma geliyor.
Beraber gezmelerimiz, ilk dişi, yürüdü yürüyecek derken...
Neyse ben geçen haftadan başlayayım anlatmaya...
Geçen hafta inanılmaz yoğun geçti. Belki de son ayların en hızlı, en yoğun haftasıydı.
En son yazımda BaBa-HakAn ' ın biraz ateşlendiğini yazmıştım. Tüm hafta hastalıkla geçti. Hem BaBa_HaKaN hem de Neva ateşlendi. Ben de uykusuz geçen gecelerle başbaşa kaldım. Hem Neva ' yla hem de BaBa _HaKan ' la ilgilendim. Bir nevi gece nöbetindeydim :)
Cuma günü artık BaBa_HaKaN ' ın doktorasının bitmesiyle okulda bir yemek vardı. Bir de süpriz hazırlamışlar:)
Tüm bunların yanında bir de benim işlerim hiç beklenmedik bir şekilde yoğunlaştı. Ofise uğrayamaz oldum, hep toplantıdaydım. Kısaca yapmak istediklerimi bir bir ertelemek zorunda kaldım. Cumartesi günü için Neva 'yla fotoğraf çektirmeyi planlıyordum. Hani şu klasik anne-çocuk- baba fotografı. Gerçi sürekli fotograf çektirsekte klasik birşeyler de olsun hatıra kalır istedim. Ama haftaya erteledim. Hazırlıkları ancak yetiştirdim:)) Cumartesi akşamından BaBa_HakAn balonları şişirdi, tüm salonu balonlarla donattı. Dış kapıyı bile süsledik. '' The Party is here '' yazılarını astık:) Gece geç saate kadar mutfaktaydım. Bir de tüm gün beyaz elbisesinin altına ayakkabı aradık. Neva sinderalla gibi minik ve tombik ayağını uzatıyor satıcı elindekini deniyor. ''ııhhh bu da olmadı''. Bir türlü bulamadık. Gerçi bu arada çokta eğlendik:) Sonunda pes edip beyaz almaktan vazgeçip beyaz üzerine pembe kalbli bir ayakkabı aldık. Pazar günü erkenden kaldık. Havanın kapalı olduğunu görünce canım sıkıldı. Şöyle pırıl pırıl bir hava olsaydı ya... Neyse zaten tüm 23 Nisan' lar hep yağışlı geçer !! Hazırlıkları sürdürdük. Masayı hazırladık. Bu arada kızım iki üç adım atıp yere oturdu. Kendiside şaştı bu işe:) Yavaş yavaş konuklarımızda geldi. Neva' da uykusunu tam alamasa da uyandı. elbisesini, ayakkabısını giydi.Elinden tuttuk yürüyerek, alkışlarla salona girdik. Girdik girmesine de tabi Neva hem kalabalık, hem gürültü karşısında beklendiği gibi ağlamaya başladı :) Biraz sonra hediyelerimizi açtık. Mumumuzu üfledik. Derken yemek faslına geçildi. Biraz uyusun diye odasına götürdüm, elbisesini çıkardım. Ama yok , uyumaz tabii :) Böylece onca uğraşla aldığımız elbise, ince çorap ve ayakkabı bir kenarda kaldı bizimki ev kıyafetleriyle etrafa gülücükler atmaya başladı:))
Böylece uzun zamandır heyecanla beklediğimiz gün de geçti. Gece yatağında yatarken misler gibi kokuyordu. Tüm gün zaten geçen sene aynı saatlerde ne yapıyorduk onu konuştuk, duygulandık.
Gelen, bizimle birlikte olan, arayan tüm dostlara teşekkürler Mutlu günümüzde yanımızda olduğunuz için!!
Geçen seneden kalanlar, unutamadıklarımız ise bir başka yazı konusu.
SENİ ÇOK SEVİYORUZ NEVA'M !
Şansın ve sevdiklerin bol olsun, gül yüzün hiç solmasın!!
Bana anneliğin tüm güzelliğini yaşattın,
Sen de anne olunca bir gün tüm bu mutlulukları yaşarsın inşallah!

Pazartesi, Nisan 17, 2006

Temiz hava , bol güneş


Bu haftasonu havanın da güzel olmasını fırsat bilip kendimizi dışarı attık. Cumartesi günü BaBa_HaKaN ' ın doğumgünüydü. Sabah kahvaltının ardından dışarı çıktık. Hava çok güzeldi. Saklıbahçe ' ye gittik. Geçen yazdan beri gitmemiştik. Tam zamanıymış. Arkadaşlarımızda oraya geldi. Açık havada oturup birşeyler yedik. Neva çok sevindi :) Bol bol etrafa öpücük yolladı :) Bunu da yeni öğrendik. Hemen dudaklarını birleştirip ' muck muck ' diye öpücük yolluyor. Bir de ' hoşçakal' deyip el sallıyoruz. Tabi ' nay nay ' da var. Hemen müzik sesi duyunca minik ellerini birleştirip çırpmaya başlıyor. Çok keyif alıyor :) Özellikle küçük çocukları görünce hemen gülmeye başlıyor, el çırpıp onlara doğru gitmeye çalışıyor. Herhalde o da anlıyor kendi arkadaş grubunu :) Nerede olursak hemen fark ediyor kendi gibi ufaklıkları. Bir de o gün orada 20 kişilik bir grup aile ve çocuklarıyla beraber gelmişler, çocuklar minderlerde kendilerini eğlendiren ablalarıyla oynarken anne ve babalrı da keyifle yemeklerini yiyorlardı. Aklıma ANKAN ' da yapılan oyun gruplarının etkinlikleri geldi. Ama tanımadığın için onlarmıydı bilemedim.
Pazar günü ise oldukça yorgun uyandık. Temiz hava çarpmıştı galiba. Hafifte kırgınlık vardı. BaBa _ HaKan iyice kötüydü. Biraz dinlendikten sonra, akşam üzeri alışveriş için dışarı çıktık. Haftalık alışverişi yaptıktan sonra baktık ki hava güzel dayanamadık biraz dolaşalım dedik. Kendimizi İncek ' te bulduk :) Yeşillik, hava çok güzeldi. Akşam güneşi etrafı pırıl pırıl yapmıştı. Oturduk bir bahçede çiğ börek yedik. Tabi BaBa_ HaKaN yine en güzelini Eskişehir 'de yerdik desede ben çok beğendim. Geçen sefer Eskişehir ' e gittiğimde nedense fırsat bulupta yiyememiştim. Belki bu sene okulun pilav gününde yine gider ve bu sefer yerim :) Dışarıda olmak Neva ' ya çok iyi geldi. Çok mutlu oldu. Biz de temiz hava aldık. Gece Baba_Hakan 'ın ateşlenmesini saymazsak oldukça güzel bir haftasonu geçirdik. Şimdi rotamızı 23 Nisan ' a çevirmiş büyük bir heyecanla miniğimin ilk doğum gününü bekliyoruz...

Salı, Nisan 11, 2006

Nefis ekmek karışımları


Bu sene henüz parka fotograf çekmeye gidemedim. Ama bu fotograf tam da geçen sene bugün çekilmiş. Arşivimi karıştırırken gördüm. Her taraf baharın renkleriyle doldu !!!
Biz de ise yaklaşan doğumgününün heyecanı var:) Ne de olsa ilkler hep önemlidir diye düşünüp, Neva pek anlamasa da yine de biz birşeyler planlıyoruz. Gelen misafirlere süprizimiz de olacak :) Bakalım vakit yaklaştıkça bizi de bir heyecan kapladı ki sormayın :)
Pazar günü için kahvaltıya birşeyler yapmak istedim. Uzuuun zaman önce hatta ilk gördüğümde aldığım Söke Unun ekmek karışımları bir köşede duruyordu. Son zamanlarda çok yorulduğum için ve zamanımda olmadığından yeni tarif pek deneyememiştim. Ama cumartesi akşamı hadi artık tembelliği bırak deyip kendime, mutfağa girdim. Ekmek yapmayı uzun zamandır istiyordum. Hatta yine ilk duyduğumda almaya karar verdiğim ekmek makinası için uzun araştırmalarda yapmıştım. Ancak sonra makina çok büyük, çokta yer kaplıyor diye vazgeçtim. Üstelik pekçok yorumda ekmeği elde şekillendirmenin daha keyifli olduğu ve daha güzel olduğundan bahsediliyordu.Böylece ben de merakla ilk ekmeğimi mayaladım. Akşam yatana kadar da ekmek hazırdı. Ben karışımı hazırlayıp baton kek kalıbında ekmeğimi pişirdim. Karışımla yapmak başlangıç için çok pratik oldu. Tarif kutunun arkasında var. Sonuç ise nefis !! Keten tohumlu, ayçekirdekli, mısır unlu, tam buğday unlu, yulaf, çavdardan oluşan ' 7 tahıllı karışımı ' kullandım. Pazar günü kahvaltımıza eşlik etti. Sonraki günlerde işe gelirken, yanında peynirimizle çok güzel oldu. Oldukça doyurucu bir o kadarda lezzetli. Üstelik çok pratik ! Mutlaka siz de deneyin. Hem de ilk pazar kahvaltısı için :)

Pazartesi, Nisan 10, 2006

Gezmeye doyamayan Neva!


Haftasonu yine gezmekle geçti. Neva dışarı çıkmaya bayılıyor. Eve gelince sırayla dış kapıya kadar bir gidip geliyoruz :) Elini omzumuza atıp bir sarılması var ki :))
Bir de bu aralar el çırpmaya başladı. Sevinince, bir müzik duyunca hemen başlıyor ' nay nay ' yapmaya :) Bizim çok hoşumuza gidiyor tabi:)
Uzun süre pusette oturmaya da dayanamıyor. Hemen kucak, el omuzda sarmaş dolaş yürüyoruz. E tabi yürü yürü kol dayanmıyor. İlk önce eline pet şişe veriyoruz. Bu aralar pek ilgileniyor. İkinci seçenek doğranmış havuç dilimleri ! Artık dişarı çıkarken bir poşet içinde can kurtarıcı olarak havuçları hazırlıyorum. Hemen mızmızlandığında da havucu veriyorum:) Bakalım bu taktikte ne kadar zaman bizi oyalayacak!
Tunalı ' da gezerken adını sıkça duyduğum ama bir türlü rastlayamadığım ' Ciğerci Naci' ye de rastladık. Kendisi pek çok habere, köşe yazarına konu olmuştur. Sebepse girişimci ruhu tabiki... Yıllarca kendi tezgahında ciğer satarken işi ilerletmiş önce cep telefonu, sonra da arabasını almış. Siz ona bir ' Alo ' deyin o hemen kapınıza gelsin. Canınız ciğer mi çekti bir telefon yeter. Yine Naci ' nin etrafı sadık müşterileriyle doluydu. Ben de sıramı bekledim. Soğanlı mı? Çeyrek ekmek mi? derken meşhur ciğerlerinin tadına bizde baktık. Tam not aldı bizden. Hatta keşke yarım ekmek alsaymışız dedik. Naci ' nin web sitesi bile var :)

Salı, Nisan 04, 2006

Güneşli günler de geldi !


Bahar iyice kendini göstermeye başladı. Tüm ağaçlar kış uykusundan uyanıp dallarında yapraklar ve çiçeklerle bizi selamlar oldular. Baharın bu coşkusu ve renklerine bayılıyorum ! Sanırım benim gibi pek çok kişide de heyecan ve mutluluk yaratıyor. Yakın bir zamanda park ziyareti yapmalıyım. Hatta bir pazar kahvaltımızı hazırlayıp kırlara çıkmalıyız. Bol bol resim çekip doğanın kokusunu içimize çekmeliyiz...
Neva ' ya gelince son günlerde iyice büyüdü :) Yürütecinde özgürlüğün tadını çıkarıyor ! İlk önceleri içinde öylece kalırken son iki gündür rüzgar gibi uçuyor :) İlk iş doğru çöp kutusu! Kapağına elleyip bize bakıyor, ki aman yapma diyelim. O hızla yere düşürüp kovayı uzaklaşıyor. Çığlıklarla tabi:) Sonra ikinci hedef televizyonun düğmesi. Gidip minik parmağını uzatıp bizi bekliyor. Yine biz aman deyince bir hız oradan da uzaklaşıyor. Önce geri geri sonra yan yan sonra da öne doğru atılıyor. Biz de peşinde:) Beraber yakalamacılık bile oynuyoruz :) Benim kızım büyümüşte oyunlarda oynarmış ! 1 yaşımıza çok az kaldı. Bizi de bir heyecan aldı ki sormayın..
Haftasonu Neva ' nın tabi bizimde gezme günümüz oldu. Cumartesi Tunalı ' ya gittik. Mado ' da oturup dondurmalarımızı yerken Neva ' da gelip geçenleri izledi. Öyle söylediğime bakmayın tabi uslu uslu oturmadı. Elinde ne varsa hepsini yere attı :) Hava güzel olduğu için sanki tüm Ankara dışarı çıkmıştı. Pekçok tanıdıkla karşılaştık.
Pazar günü de hızımızı alamadık. Dışarda yemek yedik, ardında da Armada' ya gittik. Hava biraz kapalıydı. O yüzden de açık havada dolaşamadık. Aslında herşey aynı olsa da işte hava almak adına bizde karmaşaya katılıyoruz ...
Her sabah uyanınca ilk iş dışarı bakıyorum. Güneş varsa tamam bugün de güzel olacak diyorum içimden ! Güne güzel başlamak gerek değil mi! Hem hava güzel olunca kızım da öğlen beni işten almaya geliyor. Kafasında sarı civciv şapkasıyla etrafa şaşkın şakın bakıyor. Sonra uzaktan beni görünce önce şöyle bir bakıyor, sonra da minik kollarını bana doğru uzatıyor. İşte o an dünyalar benim oluyor. Yol boyunca açan çiçeklere bakıp, yaprakları yeni çıkmaya başlayan dallara uzanarak eve kadar geliyoruz. Sonrası akşam üzerine kadar yeniden ayrılık. Sonunda kavuşmak olunca ayrılık bile güzel geliyor !!