Haftasonu yağmur, delice esen rüzgar, tüm yaprakları götürdü.
Artık sokaklarda öbek öbek yığılmış yapraklar yok.
Hava gri, erkenden kararıyor.
Kış kendini hissettirmeye başladı bile.
Cumartesi günü Neva ile pencereden baktık.
O heyecanla beni çağırdı '' anne bak yapraklar havada uçuyor ''.
Öyle bir rüzgar vardı ki, hani işi olmayan evden çıkmasın.
Pencerelerde uğuldayan rüzgarın sesinden hiç uyuyamadım.
Arka bahçedeki ağaçların dallarının sallanmasıyla,
sanki her an bişey olacakmış, ya camlar kırılacak ya da
aniden balkon kapısı açılacak gibi
Neva ' ya çaktırmadan epey korktum.
Bizde tüm haftasonunu evde geçirdik.
Cumartesi akşamı arkadaşlarımız geldi.
Bol sohbetli bir gece oldu.
Pazar günü ise tembellik yapmak istedim.
Şöyle ayaklarımı uzatmak ve gazete okumak.
Çoktandır yapamamıştım.
Hep bir koşturma halindeyiz ya.
Bu sefer gazeteleri şöyle bir karıştırdım, Neva ile çizgifilm izledik.
Elma dilimleyip üzerine tarçın döktük.
Bu arada havuçlu kek yaptım.
Erken kararan havalar evde daha çok vakit geçirmeyi sağlıyor.
Hele de hava soğuk ve gri ise yapılacak en güzel şey,
şöyle tek ayağını altına alıp koltuğa oturmak,
ara sıra pencereden bakarken göz ucuyla tv' ye takılmak,
hafif üşüyünce ve uyku bastırınca üzerine bir battaniye alıp,
koltukta tv ışığı altında uyuklamak.
Sahi salep çıkmadı mı henüz?