Perşembe, Temmuz 05, 2007

Çiçek alır mısınız?


Sabahları böyle bir güzellikten alınan çiçeklerle güne başlamak kadar keyifli ne olabilir ki!
Ayaklarıma dolanan ve '' anne '' diyen tatlı sesin sahibine sarılmak, hadi bir fotograf çekelim demek,
sıcakta olsa parka gitmek, çimenlerde koşmak, dostlarla yapılan uzun kahvaltı sohbetleri...
Hepsi Elazığ ' da geçen kısa günlerde yaşandı.
Neva bir sürü arkadaş edindi, onlarla odalarında evcilik oynadı, ben yemek için peşinde koştururken o kesin bir dille '' hayııırrrr'' dedi, limonata içildi, kahvaltı da ceviz yenildi, Elazığ' ın çok sevdiğim tulum peynirinden tadıldı, kampüs içerisinde Neva dedesinin odasını ziyaret etti, orada olanların gözleri doldu, emektar Ramazan efendi gözleri dolarak karşıladı bizi ve Neva' yı , keşke dedesi de görseydi dedi, onun odasına elinden tuttuğu Neva' yla birlikte gitti, eski dostlar tekrar görüldü ve zaman çabucak geçti...
Şimdiyse yaz sıcağında ofiste çalışmaktayım. Bu sıcaklarda yapmayı en çok istediğim şey, güneşin girdiği odalarda güneşlikleri çekip, açık duran pencereden gelen serinlikle ayaklarımı uzatmak ve güzel bir film izlemek. Zaman akşam saatlerini gösterdiğinde yıkanmış balkonda çay içmek, dondurma yemek. Hiç acele etmeden günü yaşamak, kitaplara dalmak, boyama yapmak...
Yaz demek yavaşlık, rehavet demek sanki...Oysa daha çok var o günlere...

Hiç yorum yok: