Salı, Nisan 03, 2007

Radyolu günler!


Gül dalında öten bülbülün olsam
Ötsem yanık yanık gönlüne dolsam
Aşkını dilesem kalbimi sunsam
Ne olur uğruna sararıp solsam

Baharım çiçeğim güzelim sevgilim
Sar beni kollarına canım diyeyim

Bir kuş olsamda pencerene konsam
Aşkın şarkısını sana okusam
Göğsünde yatsam biraz uyusam
Elemi unutup neşemi bulsam

Söz ve güfte : Neveser Kökdeş
Ses: Melihat Gülses / İncesaz-2

Radyoda ince ve içli bir kadın sesi şarkı söylemektedir. Aşktan,sevmekten, acılardan bahseder.
Kayıp haberleri anons edilir.
Az sonra sırada saat 20:00 ' ajans' ları...
Çocuk saati. Dilimiz Türkçemiz programı...
Polis Radyosu sunar...
Arkası yarın kuşağı...

Annem mutfakta yemek hazırlarken radyo hep açıktır. Az sonra yemeğimizi yer, önlüğümüzü giyer, okula doğru yola çıkarız. Radyoda çocuk saati vardır. En sevdiğim program ' Dilimiz Türkçemiz '. Erzincan' dan mektuplar yazan Özge ve ailesi...
Sabah kuşağının vazgeçilmezi 9:30 da başlayan ' Arkası Yarın ' programı. Merakla takip edilen radyo tiyatrosu pazar günleri olur.
Polis Radyosunda istekler saatinde bir dolu isim sayılır ve hangi şarkıyı istedikleri. Bir şarkı, arkasından bir dolu isim...
Kayıp haberlerinde orda burada unutulmuş sonbaharsa çoğunlukla şemsiye, valiz, çanta, palto...Akla gelmedik binbir şey.
En kötüsü kaybolan kişiler. Sırayla isimleri, yaşları, oturdukları semt ve nezaman kayıp olduklarına dair bilgiler. En çokta bunlara üzülür, kaçmış yada kaçırılmışlarsa başlarına ne fena şeyler gelmiş olabileceğini düşünür üzülürdüm.
Sonra dedem... Odasına çekilir o büyük ve ahşap renkli radyosunun karşısında radyo düğmesini bir iki çevirir, cızırtılar, ardından ' saat 20:00. Sırada ajanslar ' anonsu. Dedem koltuğuna oturur - ki bu da radyonun yanındadır- bir sigara eşliğinde loş odada haberleri dinlerdi.
Ya da aylardan temmuzdur. Okul tatil olmuştur. Kızlar balkonda örgü örer, erkekler sıcaktan gölge bir köşe bulmuş orada misket oynar, annelerde kızartma yapar patates, patlıcan karışık. Hava sıcak olduğu için balkon kapısı açılmış tüm koku mahalleye yayılırken hareketli bir türkü kulaklara gelir. Neşeli bir anne bir yandan yemek yapar bir yandan da radyoda ki şarkıya eşlik eder.
Yetiştirilmesi gereken ödevler vardır. Bu gece sabahlamak gerekecektir. Şu çizimlerde bir türlü bitmez. Ama radyoda geceyarısından sonra başlayan program bana eşlik edecektir. Hem nasılsa artık özel radyolar kurulmuş,çeşit artmış, herkes kendine göre bir kanal bulmuş, onu dinler olmuş. Hatta arkadaşlar arasında çoğunluk çizim yaptığından ,birbirine şarkı gönderen, istekte bulunanlar için okul radyosu bile kurulmuş.Uykusuz gecelere eşlik eden programcılar var artık.
Radyo benim hayatımda bir vazgeçilmez. Öyleki iş yerinde bile önceleri kulaklıkla, şimdilerde küçük radyomla bu sevdam devam etmekte. Artık hernekadar televizyon ağırlıkta olsada yaşamlarımızda, ben illede radyo diyenlerdenim. O sihirli kutudan çıkan sesler, anlatılan hayatlar hep alıp götürmüştür beni...Uzak diyarları, yeni hayatları öğrenmiş, hep heyecanlanmışımdır.
Sanki geçmişe dair bir iz, ondan bir hatıra gibi gelir bana radyom. Şimdilerde çok konuşan dj 'ler, kötü şarkılar olsada yine de seçmek için ve yeni şeyler öğrenmek için pek çok seçenek var. Radyolara bağlanıp konuşan, yorum yapan insanları görünce aslında hala çok dinlendiğini görüyorum. Ama benim aklım hep yağmurlu günlerde, soba başında dinlenen ' radyo tiyatroları' nda kaldı.

Bu da benim eski günleri hatırlatan minik radyom :) Sizlere de radyolu günler dilerim!
Dip not: Bu radyo konusu ANKAN ' DA sevgili Sardunya yazınca tekrar gündeme geldi.
Aktrise ödev olarak verilmiş '' bir radyo programı '' hazırlaması. Aklıma bu eski yazım geldi.
Dip not: Neva bu fotografta 9 aylık:)

Hiç yorum yok: