Pazartesi, Mayıs 22, 2006

Beklenen yaz geldi!


Evet sonunda beklenen yaz geldi. Hava hemen ısındı. Çekmecelerden ilk giyinilecekler seçildi, koyu renkli ve kalın tüm giysiler bir kenara atıldı. Hava ısındı ısınmasına da şu havada uçuşan, pamuk yığınlarına ne demeli!! İki gündür sürekli gözlerim yanıyor, hapşuruyorum. Biz de bu tip alerjik durumları genelde BaBa_HaKaN yaşar. Neredeyse iki aydır sonunda ısrarlarımla alerji hapı kullanmaya başladı. Yoksa hapşurmaktan hasta olup yatak döşek yatardı. Nisbeten az oldu bu sefer.
Gelelim son hafta neler oldu. Benim batıl denilecek bir inancım var:) Eğer pazartesi öğlene kadar koşturmalı geçerse bu cumaya kadar öyle devam ediyor:)) Bu haftayı soracak olursanız öğlene kadar çay bile içemedim:) Bakalım yine de belli mi olur !!
Geçen hafta bir proje teslimim vardı. Tam perşembe sabah teslimi yaptım, biraz rahatlarım, cumaya da tatil olur derken arkadaşlara onların proje teslimi için yardım etmem gerekti. Sonuçta herkes tatil yaparken ben çalıştım. Ama bu demek değil ki moralimi bozayım, güneşin tadını çıkaramayayım! Biraz iş, biraz gezme:) Cumartesi günü Tunalı cıvıl cıvıldı. Üstelik kolayca park yeride bulduk. Biraz dolaştık ama Neva ' nın uyku saati yaklaşınca huysuzlanmasıyla bizde eve geldik. Cumartesi küçük bir de misafirimiz vardı. Batu bebek İstanbul ' dan kalkmış gelmiş, Neva ' yı görmek istemiş. Küçücük, yakışıklı mı yakışıklı,maviş gözlü, hatta biblo gibi bir bebek. Babasına da söyledim ama , tıpkı annesi. Gözler, minik hokka burun...
Batu ' nun yanında Neva koca kız gibi kaldı. Bir de saçlarını dağıtıp kendini kaybetti ki:) Genelde küçük çocuk görünce dayanamaz, çığlık atar, sarılmak isterdi ama Batu ' yu küçük buldu galiba, oyuncak gibi. O yüzden de pek bir şey yapmadı:) Batu ' nun uykusunun gelmesi, bizim kızında kendini dağıtması ve bol bol kitap yemesi üzerine ikisini bir araya getirip bir fotograf çekemedim. Ama babalarının kucağında ikiside güzel pozlar verdiler. Pazargünü de işe geldim. Yaptıklarımı teslim ettim. Sonra da Ankamall ' a gittik. Gerçi adına henüz alışamamış ve beğenmemiş olsam da, bakıyorum da herkes kolayca kabül etti bu yeniliği !! Oysa ki çok daha güzel, özentiden uzak bir isim bulunabilirdi. Öyle kalabalıktı ki, bir kez daha Ankara ' lının böyle yeni yerlere nekadar da ihtiyacı olduğunu düşündüm. Topu topu bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar olan alışveriş merkezlerine tüm Ankara haftasonu olduğu zaman akın ediyor. Sonuç olarak boş boş gezme, hiçbir şeye bakamama, sadece yorgunluk. Bir daha ( bilemiyorum bu sözümde nekadar durabilirim ) haftasonu böyle yerlere gitmek yok. Kırlara, çimenlere uzanmak varken insan kalabalığında ilerlemeye çalışmanın ne gereği var değil mi!
'' Oldukça şurdan burdan '' yazısı olsada son paragrafı yine Neva 'ya ve son yaptıklarına ayırıyorum.
Şimdilerde yapmaktan en çok hoşlandığımız şey el sallamak. Sokağa çıktığımızda gelene geçene, uçan kuşa, sallanan bayrağa ( ki bayram dolayısyla her yerde olan bayraklar Neva ' nın çok ilgisini çekti, sürekli öpücük yolladı ) el sallıyoruz. Eğer ilgilenen olursa minik ellerimizle önce ''bir bir '' yapıp ardından burnumuzu ve kulağımızı gösteriyoruz. En son bir '' baş baş '' yapıp öpücük yollayıp yeni bir ilgi alanına doğru yola çıkıyoruz. Artık Neva otamatiğe bağladı neredeyse. Sabah uyandığında '' artık ben kalktım '' demek için hemen ''bir bir '' yapıp kendince birşeyler anlatıyor:) E hal böyle olunca onun sevimli hali karşısında sabah erkende olsa, sarılıp öpmekten, kıkırdayarak gülmekten, oyun oynamaktan başka da bir şey yapılmıyor:))

Hiç yorum yok: