Pazartesi, Ocak 12, 2009

Kısa kısa...





* Yeni yılla beraber hiç tahmin etmediğim bir yoğunluğa girdim.
Geçen hafta, 1 hafta içinde bir teklif için proje hazırladım.
Herşey acale, herşey acele.

* İşler çok vaktimi aldığı için de blogla ilgilenemedim hiç.
Bir de tekrar farkettim ki yazmayı bırakınca, yeniden başlamak,
ilk adımı atmak gerçekten de çok zor. Hergün yazınca bir alışkanlık oluyor nede olsa.

* Bloglara baktıkça, bir günde birkaç yeni yazı yazan kişileri görünce kendimi çok tembel hissetim.

* Pratik bir kek tarifi buldum. Hani şu toz puding karışımıyla yapılan.
Evde olduğum da özellikle Dr.oetker' in gurme pudingleriyle yeni denemeler yapıyorum.

* Neva yatmadan önce mutlaka çoraplarını katlayıp top yapmak istiyor. Bir türlü olmayınca da çok kızıyor. Ben yine, yeniden ona nasıl yapılacağını gösteriyorum.

* Cuma akşamı Ata Demirer' in gösterisine gittik. Hiç gülemediğim gibi insanların gülmek için kendini zorlamasına da şaşırdım. Tek kelimeyle kötüydü. Espriler çok basitti. Zaten daha sahneden inmeden insanlar salonu terk etmeye başladı.

*Neva ilk kez gece babaannesinde kaldı. Onun evde olmadığını bilmek garip bir duyguydu. Sanki bir yanım eksik gibi. Geceyi çok güzel sorunsuz geçirmiş. Sabahta beraber kahvaltı yaptık. Onu görünce sanki biraz daha büyümüş geldi bana. Kollarını açıp bana '' seni dünyyaaalar kadar, jüpiter kadar seviyorum annecim '' dediğinde en mutlu insan ben oluyorum. bir de '' sen benim kahramanımsın '' ! Bunları nereden öğrenmiş hiçbir fikrim yok. Üstelik dolunayda bizim gezenegenimizmiş. Snorkell yani '' şironkel '' in ne demek olduğunu da bana anlatıyordu geçen gün. '' aa anne sen bilmiyor musun '' bile dedi.

* Ay sonunda Neva' nın amcası evleniyor. Onun telaşındayız. Cumartesi günü evlerini görmek için gittik. Açılan kutular, yeni boya kokusu, yeni eşyalar, heyecanlar... Bana bizimde geçirdiğimiz o telaşlı günleri hatırlattı.

* Okulların kapanmasını bekliyoruz. Tokat' tan misafirlerimiz gelecek.
Neva Yağız ve Baybars' ı bekliyor. Kendisi küçük gelin olacakmış Yağız' da küçük damat. Tamamen kendi fikri, biz hiçbir şey demedik :)

* Kar bir türlü tam anlamıyla yağamadı. Dün sabah kalktığımız da kar yağmaya başlamıştı. Biraz tutar gibi oldu, sonra durdu. Hava güneşli olsa da buz gibi soğuk.
Meşhur insanın içini donduran Ankara soğugu işte.

* Bu şekilde madde madde yazmak çok daha kolaymış. Her konuya bir yıldız :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hersey bir tarafa da, Neva'nin ayakkabi ve coraplarina bayildi Gonca Teyzesiiiii..

neva'li gunler dedi ki...

Gonca teyzesi çok teşekkür ederiz:) sevgiler